blog-img-10
  • 04.05.2025

Yaratıcılık mı dediniz? Hemen bir reklam arası verelim bence…

Hazırlayan : Hasan Can Selvi & Mehmet Fahri Özel

Reklam kimi zaman dizinin en heyecanlı yerinde çıkan bir rahatsızlık, kimi zaman da aklımıza kazınan bir jingle ile yıllar sonra bile kendini hatırlatan bir sihir ya da büyü . Ama şu da bir gerçek, yaratıcı değilse, o reklam sadece bir geçiş süresidir. Ama yaratıcıysa işte o zaman televizyonun sesini kısıp bir anda bunu izlemelisin diyen biz oluruz.

Reklamda yaratıcılık dediğimiz şey aslında hem bir zeka işi, hem de biraz delilik ister. Çünkü kim gider de kola iç, hayat güzelleşsin bu elbiseyi giy ki daha havalı gözükesin gibi iddialı cümleleri bu kadar özgüvenle söyler. İşin aslı yaratıcı reklamcılar biraz da modern zaman şairleri gibi. Ne kadar yaratıcı reklam o kadar çok hedef kitle. Ama onların dizesi bilboard’da , Instagram da ya da Youtube reklamında çeşitli aktif sosyal medya platformlarında karşımıza çıkar. Üstelik kafiyeden çok etki peşindedirler. Bazen arkadaşlarla otururken , ya şu reklama bayıldım diye başlayan sohbetlerin bir anda markanın pazarlama stratejilerine dönmesi de ayrı bir tat. Geçen gün bir arkadaş, sadece bir ayakkabı reklamı izledi diye gidip 2000 TL’lik spor ayakkabı aldı. Gerekçe: Abi çok cool yapmışlar, ben de öyle hissetmek istedim. Ne diyelim Reklamcılar görevini yapmış .Çünkü reklamda amaç birazda hedef kitleyi etkilemek ve hoşuna gidecek bir reklamı tüketiciye sunmaktır. Tabi yaratıcı reklam, sadece komik olsun, millet gülsünle bitmiyor. İyi bir fikir hem güldürür hem düşündürür. Bir taşla iki kuş vurur. Hatta bazen bütün ormanı ayağa kaldırır. Mesela bir deterjan reklamında kirlendi ama öğrendi diyen bir anne figürü, sadece çocukları değil, anneleri de ikna eder. Çünkü iyi reklam, duygularla oynarken cebimizi de hedefler. Ama genellikle en duygusal yerimizden vurmayı tercih eder. Ne yazık ki yaratıcı fikirler sadece gönlümüzü değil, kredi kartı limitimizi de etkileyebilir. Bu da bir reklamın ne kadar yaratıcı olduğunu vurgular. Ama şunu da kabul etmek gerek. Bugün reklamcılıkta yaratıcılık bir lüks değil, hayatta kalma stratejisi. Herkesin daha önce görülmemiş bir şey aradığı bir çağdayız. Haliyle artık kampanya kelimesi sadece indirimle değil, bir fikir şovuyla eşdeğer. Yoksa kim durduk yere çikolatalı süt içerken ağlayan bir çocuğu izlemek ister ki.

Sonuç mu eğer bir reklam sizi güldürdüyse, düşündürdüyse ya da bir şekilde aklınıza kazındıysa, bilin ki orada yaratıcı bir zihin ben buradayım demiştir. Ve evet, o zihnin biraz çılgın olması normaldir. Sonuçta sıradan düşünen biri, çamaşır suyu için bembeyaz bir devrim gibi cümleler kurmaz. O yüzden sevgili okur sevgili izleyici bir dahaki sefere reklam izlerken hemen kanal değiştirme. Belki de sana satılmak istenenin ötesinde zekice kotarılmış bir fikirle karşı karşıyasındır. Hem ne demişler; Reklamın iyisi yaratıcı olanıdır, kötüsü zaten geçiniz efendimliktir.